Türkiye’deki cep telefonu kaçakçılığı, cep telefonu üzerinden dönen kayıt dışı para’nın muzzam büyüklüğü, vatandaş’ların ceplerindeki paraların yalan ile nasıl haksız yere alındığı ve Türkiye vatandaşlarının iletişim özgürlüğünün nasıl kısıtlandığı, ve bunların çözümleri hakkında dilekçedir.
- Türkiye’deki büyük servis sağlayıcılarının mağazaları ve teknik servisleri haricindeki “cep telefonu” mağazaları, ki bunların çoğunda aynı zamanda sözde”teknik servis” hizmeti verilmekte, kayıt dışı çalışmaktalar. Bu mağazaların sayıları son bir kaç yılda yüksek oranda artmış durumda. Sayıları tahminen 1 milyonun üzerinde. Ancak bu sözde teknik servis hizmeti verilen dükkanların hiçbiri herhangi bir odaya veya esnaf kuruluşuna bağlı değiller, ve bu hizmeti komple eğitimsiz kişiler çok bilinçsiz şekilde yapıyorlar. Devlet bu hizmeti verenlerden herhangi bir ustalık belgesi vs talep etmiyor, hatta bu dükkanlar içlerinde dönen işlemler bakımından, maliye dışında, hiç bir şekilde kontrol altında tutulmuyorlar, denetlenmiyorlar. İşin başka bir yönü, bu dükkanların tezgahlarında satılan cep telefonlarının çok büyük yüzdesi kaçak, yani yurtdışından faturasız şekilde yurda sokulan ve imei’leri kayıt altına alınmamış telefonlar. Legal imei kayıdı yerine de bu telefonların imei’leri ile oynanıyor, kanun dışı olmasına rağmen, eski hurda ve atıl olan kayıtlı telefonların imei’leri kaçak telefonlara yazılarak tespit edilmeleri de engelleniyor. Burada başka bir soruna dikkat çekmek istiyorum. Yurtiçinden aldığınız faturalı bir telefon bir şekilde çalınır ise, tüm telefoncuların yaptıkları bu imei değişimi yüzünden, daha sonra bu çalınan telefonların yerleri de tespit edilip bulunamıyor. Telefonların imeilerinin değiştirilmesinin bu kadar yaygın olmasından dolayı çok değişik suçlarda da bu yöntem kullanılıyor. Dolayısı ile, hem yapılan işlerin ve elde edilen gelirin tam olarak denetlenmemesi yüzünden çok yüksek bir miktarda para ekonomiye girmiyor ve doğal olarak yüksek bir oranda vergi kaçakçılığı da söz konusu oluyor. Hem mal kaçırma, hem vergi kaçırma var, hem de resmen sağlam olan telefonların sözde teknik servis adı altında bozulup, milli servet sayılacak ürünlerin atıl duruma düşürülmesi söz konusu. Tüm dünyada yetkili ve eğitimli servislerin verdiği hizmeti Türkiye’de, çok büyük bir oranda yetkisiz ve eğitimsiz ve denetimsiz sözde servisler veriyorlar.
- Yurtiçinde bilinen bazı büyük mağazalar, mağaza zincirleri de yurtdışından telefon getirip satıyorlar. Yine tespitlerime ve gelen sorulardan anlaşıldığı üzre, bu resmi kanaldan getirilen telefonların imei’lerinde de sorunlar var. Telefonların normalde değiştirilemeyecek fabrika çıkışlı imeileri görüyoruz ki bu firmalar tarafından bir şekilde, aynı seriden, fakat farklı telefonların imeileri işlenerek satılıyorlar. Bu işlemi aslında gerektiği gibi yapamadıklarından dolayı da telefonları sorunlu şekilde piyasaya sürmüş oluyorlar. Yapılması gereksiz ve yasak olan bu değişim işlemi yüzünden telefonlarda teknik sorunlar oluşuyor. LG markasının G3 modelinde olduğu gibi. Bu örneği çok yaygın, çok bilindiği için verdim. Normal şartlarda yutdışında hiç bir ülkede görülmeyen sinyal problemleri sadece Türkiye’de, bazı firmalar tarafından satılan G3’lerde karşımıza çıkmakta. Bu konu hakkında kapsamlı bir teknik rapor da gereği görülürse tarafımdan yazılabilir.
- Ülkedeki 3 büyük servis sağlayıcı ve bunların yan kuruluşları da çok önemli sayıda cep telefonu satmaktalar. “Tarifeye ek ücret” adı altında yaygın olarak satılan bu telefonların da çok büyük oranı “ayıplı mal” sınıfına sokabileceğimiz türden. Çünkü orjinal markaları kullanıcılardan saklanıyor, pazarlama adı altında yanlış yönlendirmeler ile kullanıcı kandırılarak satılıyorlar. Türkiye’de üretilmiş gibi gösteriliyorlar. Bazı modeller teknik özellikleri bakımından önceki nesil olmalarına rağmen son teknoloji gibi lanse ediliyorlar. Yurdışında her hangi bir ülkede yaşayan bir insanın, örneğin, 300TL ye satın alabileceği bir cep telefonu bu firmalar tarafından Türkiye’de 1000 TL hatta üzeri fiyatlara satılıyor. Bu firmaların nerdeyse her ürün reklamında yanlış bilgiler ile yönlendirme yapılıyor. Bu konuda kapsamlı bir haberi zaten yayınlamıştık, o yüzden burda detaylara girmeyeceğim, ek’de sunacağım. http://www.androidbrick.com/gururlayersizler/
- Türkiye’nin en büyük online satış sitelerinde, hem kurumsal firmalar, hem de şahıslar, yurtdışından getirdikleri “kaçak” sınıfındaki telefonları, tüketiciye satıyorlar. Bunun onlarca değil, yüzlerce örneği var ve yine bu kişiler ve kurumlar hiç bir denetlemeye altında değiller. Kaçakçılık şube bu işleri takip etmek ile yükümlü ancak şu anki yapısı gereği tüm hepsini kontrol altına alması imkansıza yakın. Olaya son kullanıcı üzerinden yaklaşılıyor, ancak en başta, para kazanmak (komisyon) uğruna bu satış ilanlarını gerektiği gibi denetlemeyen satış siteleri ilk planda denetim altına alınmalılar. Yani kısaca kaçakçılar çok rahat bir şekilde bu ürünleri internette ortamında satmaktalar. Bu satıcıların da çoğu tüketiciyi yalan “garanti” ile kandırmaktalar. Dış kasası farklı, iç özellikleri farklı ürünler üzerinden çok yüksek miktarda kar elde ediyorlar. Onlar da büyük abileri gibi 3 liralık ürünü 10 liraya satıyorlar. Bu kanaldan da yine yüklü miktarda para kayıt dışı durumda.
10 yılı aşkın bir süredir Türk tüketicisine yurtdışından cep telefonu satın almak yasaklanmış durumda. Ancak yurtdışına çıkmış bir kimse ordan satın aldığı bir cep telefonunu yurt içinde kendi pasaportuna kayıt ettirerek kullanabiliyor. Özellikle son 5 sene içerisinde, uzak doğulu, özellikle Çin menşeili markalar bu alanda çok büyük bir ilerleme kaydettiler. Hatta şu an servis sağlayıcılarının tüketiciye sattığı, bildiğimiz ana markalar olan Samsung, iPhone, LG, Sony ve HTC hariç, tüm modeller bu bahsettiğimiz 1. sınıf kalite Çin markası, ancak bunu Türk tüketicisi bilmez. “Çin malı” kanısının yaygın olduğu tüketiciye bu ürünü satamayacağını bildiği için bu alanda yalanı yazar, Türk malı, benim malım diyerek, milli duygular ile de oynarak satar. Bilinen markalar ile birebir aynı 1. sınıf özelliklerde olan bu markalar tüm dünya çapında büyük satış rakamları elde etmiş durumdalar ve Türk tüketicisi bu çok uygun fiyatlı 1. sınıf cep telefonlarından mahrum durumda. Burada farklı markalar ile satılan modeller, daha önce belirttiğimiz gibi, bir önceki jenerasyon veya düşük teknik özelliklere sahip olan giriş seviyesi modeller. Tüm dünyanın kullandığı üst seviye modelleri Türkiye’ye getiren henüz bir firma yok. O zaman bilinen büyük markaların da satış rakamları büyük oranda düşecek çünkü.
Çözüm : Çağdaş ülkelerdeki gibi önce vatandaşın çıkarını düşünmek. Bu konuda devlete çok iş düşüyor. Bu ticaretteki her kurumu çok sıkı denetlemeli. Dürüstçe ürün sattırmanın yollarını aramalı ki bu zor bir iş değil. Ülkedeki bir kaç büyük firmanın değil, sokaktaki halkın cebi düşünülmeli. Yurtdışından faturalı telefon alımı serbet bırakılmalı. En azından bu özgürlük vatandaşa geri verilmeli. İşin devlet kasası kısmına gelince, bu ürünlerden tüm elektronik ürünler sınıfındaki en yüksek vergiyi alabilir, fatura bedelinin üzerine % 50 vergi bile vatandaşın cebini ve en doğal iletişim özrgürlüğü yine zedelemez, çünkü her halukarda son teknolojiyi yine de büyük ve yalan markalardan daha uygun fiyata kullanma şansı olacak. Ayrıca çok önemli bir nokta daha var, istisna olan bir kaç model hariç bu telefonların hiç biri büyük markalar gibi yazılımsal garanti sıkıntısı yaşamaz. Kullanıcılar kullandıkları teknolojiyi daha iyi öğrenme şansı yakalar, sadece sosyal medya için değil, aynı zamanda tüm dünyada olduğu gibi, bu alanda yazılım ve uygulama geliştirmek için de kullanabilir (şu an iç piyasada satılan telefonların büyük yüzdesi yazılım kısıtlamaları yüzünden program geliştirmeye uygun değil).
Bu yasak kalktığı anda yukarıda bahsedilen kanun dışı işlemlerin ve kaçakçılığın çok büyük oranda önüne geçilecektir. Yeni vergilendirme sistemi ile devletin kasasına ek bir gelir sağlanacaktır. Her şeyden önemlisi ülkenin vatandaşı hem ekonomik hem de çeşit olarak çok rahatlayacaktır. Çağımızın en ileri teknolojisi olan akıllı telefonların tüm tedarik, satış ve teknik servisini artık alanında eğitimli ve dürüst kişilerin yapmaları gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan da bu olacakır.
Androidbrick.com ve okuyucuları olarak bu alanda yapılacak her türlü çalışmaya gönüllü yardım etmeye hazırız. Hatta son kullanıcılar olarak bir şirket kurup bu bahsedilen marka/markaları kanuni yoldan minimum kar marjı felsefesi ile yurda getirmeye de talibiz ve yine bahsettiğim gibi tüm dünyada bir ilk olacak şekilde yazılımsal 5 sene garanti ile satarak bu alanda da gelişim ve eğitim adına katkı sağlamak istiyoruz.
Not: İşini HAK’kı ile yapan esnaf arkadaşlar sizler tabi ki farklısınız, ancak biliyorsunuz ki sayıca çok azsınız.. Sözlerim meclisten dışarı..